KUZEY MAKEDONYA, – TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te Küresel Gazeteciler Konseyi heyetiyle bir araya geldi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Balkanlarda, son yıllarda oldukça önemli ve gurur verici işler yaptığını belirterek, bütün Balkan ülkeleriyle ayrım yapmaksızın iyi ilişkiler sürdürdüklerini ifade etti. Özellikle Yugoslavya’nın dağılmasından sonraki süreçte çok büyük acıların yaşandığını, şimdi ülkelerin bağımsızlıklarını ve kendi milli kimliklerini kazandığını söyleyen Kurtulmuş, “Biz Balkanlarda güven ve istikrarın sağlanmasının en ana mesele, en temel fikir olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Balkan ülkelerinin aynı zamanda tam manasıyla bağımsız oldukları bir çerçeveye sahip olmaları gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, her ülkenin, her halkın, Balkan coğrafyasında kendisini güvende hissetmesinin öncelikleri olduğunu kaydetti. Kurtulmuş, “İstikrarın olabilmesi için güvenin şart olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin temel fonksiyonu budur ve eş zamanlı olarak bütün ülkelerle ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Balkan ülkelerinin aralarındaki sorunlarını çözmek için gerçekten gayret sarf ediyoruz ve Türkiye’nin Balkan ülkelerinde fevkalade güzel, pozitif bir imajı var, bunu arttırarak devam ettiriyoruz” diye konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, kültürel diplomasi kurumlarının dünyanın birçok yerinde olduğu gibi özellikle Balkan coğrafyasında çok iyi çalıştığına işaret ederek, TİKA, Yunus Emre, Maarif Vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Balkanlarda ecdadın ayak izlerini takip ederek, buradaki eski eserleri gün yüzüne çıkardığını dile getirdi.
‘DOSTLUK, KARDEŞLİK İLİŞKİSİNİ YAYABİLMEK İÇİN MÜCADELE ETMEMİZ LAZIM’
Birçok Balkan ülkesinde var olan Türk nüfusunun durumunun iyileşmesi için önemli adımlar atıldığını anımsatan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya’da 1944’te kabul edilen ve 2000’li yılların başından itibaren de güçlü bir şekilde kutlanan 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı’nın bunun güzel örneklerinden olduğunu belirtti. Kurtulmuş, “Balkan ülkeleri bizim biraz da ayak izlerimizin, geçmişimizin olduğu bir yer. Dün örneğini verdim. Gyorge İvanov’un söylediği, ‘İnsanlığın gördüğü, birlikte barış içinde yaşama konusundaki en önemli sistem Osmanlı’nın millet sistemiydi.’ Osmanlı, Balkan coğrafyasında altı asır bütün farklı dinleri, mezhepleri, meşrepleri bir arada tutabildi. Bunun vermiş olduğu bir tarihsel pozitif algının da olduğunu biliyoruz. Bunlar fevkalade önemli. Onun için bütün imkanlarımızla buralara dostluk, kardeşlik ilişkisini yayabilmek için mücadele etmemiz lazım. Hem medya organlarımız hem kültürel diplomasi kurumlarımız, iş adamlarımız… Mesela bu ülkede yaklaşık on bin istihdam yaratıyor Türk iş adamları, büyük projeler yapıyorlar. Diğer Balkan ülkelerinde de öyle. Özellikle son yıllarda ulaştırma ve savunma sanayiyle ilgili alanlardaki iş birliklerimiz Balkan coğrafyasında artıyor. Bunlar güzel şeyler” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın dünyanın en problemli, en sıkıntılı coğrafyası olduğunu aktaran Kurtulmuş, Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, “Türkiye olarak büyük bir momentum yakaladık. Yani yeniden güçlü, büyük bir şekilde dünyada, hem bölgesel sorunların çözümünde hem de küresel denklemlerde güçlü bir ülke olarak var olma konusunda önemli bir ivme yakaladık. Bunu inşallah artırarak devam ettirmemiz mümkün olur” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE, BARIŞÇIL PERSPEKTİFİNİ HER İKİ TARAFLA DA PAYLAŞIYOR’
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bölgedeki çatışma alanlarına dikkati çekerek, bu çatışmalarda Türkiye’nin, her zaman barış perspektifine sahip olduğunu söyledi.
Avrupa’yı tamamen etkileyen, dünyada güçlü etki bırakan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın barışçıl bir şekilde sona erdirilmesi için Türkiye’nin gayret sarf ettiğini belirten Kurtulmuş, iki ülke arasında Dolmabahçe görüşmelerinde son bir imzaya kadar gelen barış sürecinin, savaşın bitmesini istemeyen bazı ülkelerce sona erdirildiğini dile getirdi.
Kurtulmuş, Türkiye’nin barışçıl perspektifini her iki tarafla da paylaştığını ve etki etmeye gayret gösterdiğini anlatarak, “Şimdi gelinen noktada, şartlar itibarıyla ben ümitvarım ve bu savaşın bitirilmesi için yeni bir imkan ortaya çıktığını düşünüyorum. Ümit ederim ki, iki tarafın da kabul edeceği kalıcı, adil bir barışın temin edilmesi mümkün olur. Türkiye, burada da zaten barışçıl perspektifini her iki tarafla da paylaşıyor ve etki etmeye gayret ediyoruz. Tabii oranın bir barışa kavuşması, bizi de etkileyecek bir rahatlama ortaya çıkaracaktır” dedi.
‘MUHALİFLER HIZLI BİR ŞEKİLDE HAREKET EDEREK SONUÇ ALDILAR’
Suriye’deki gelişmelere de dikkati çeken Kurtulmuş, Baas rejiminin devrilmesiyle ilgili bazı kesimlerin ‘Çok hızlı oldu’ şeklinde yorumlar yaptığını belirtti. Kurtulmuş, “Hayır, nereye hızlı oldu? 61 yıldır devam eden bir zulüm rejimi var. Bardak taştı. Şartlar da uygun hale gelince muhalifler hızlı bir şekilde hareket ederek orada sonuç aldılar” diye konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye olarak Suriye’de üç temel konuya işaret ettiklerini bildirerek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve bunun sağlanması için olağanüstü gayret sarf ettiklerini söyledi.
Suriye’de, bütün toplumsal kesimlerin temsil edildiği etnik, mezhebi, dini farklılıkların işin içerisinde olduğu, aynı şemsiyenin altında toparlanabildiği bir yönetim modelinin tesis edilmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, bunun için de Türkiye’nin, Suriye’deki gelişmelerde demokratik rehberlik yapmak gibi bir vazifesi olduğunu ve bu konuda da başarılı olunacağını aktardı.
‘ŞİMDİ İSRAİL’E DOKUNULMUŞTUR, HESAP SORULMUŞTUR’
Suriye’yi, terör cenneti haline getiren terör örgütlerinin tamamının Suriye topraklarından temizlenmesinin temin edilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Yeni bir Suriye tesis edilecektir. Bu yeni Suriye’de de çok açıktır ki Türkiye dostu olan, Türkiye’yi, Türkleri, Türkiye’yi seven milyonlarca Suriyeli olacaktır. Bunlar memleketlerine gittiklerinde güven, huzur içerisinde, onurlu bir şekilde geri dönüşleri temin edildiğinde tahminimizin çok üstünde büyük bir Türkiye hayranı kitlenin Suriye’de etkili olacağını ümit ediyoruz, biliyoruz. Dolayısıyla oradaki gerilimin azaltılması da Türkiye’nin önemli önceliklerinden biri.”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Suriye’de bütün toplumsal grupların temsil edildiği bir yapının ortaya konulması gerektiğini, Türkiye’nin bu konuda ciddi destek olacağını ifade etti. “Buradaki gerilimin bitmiş olması diğer bölge ülkelerini de rahatlatacaktır” diyen Kurtulmuş, “Temennimiz, kısa bir süre içerisinde bu sürecin çok uzun olmaması ama çok kökleştirilmiş bir şekilde geçiş sürecinin temin edilmesi ve bütün kesimlerin temsil edildiği bir Suriye’nin kurulmasıdır” dedi.
Kurtulmuş, insanlığın, bundan sonraki süreci inşa edebilmesi için İsrail’in de durdurulması gerektiğinin altını çizdi. İsrail’in, soykırımların hesabını vermesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrailli yöneticiler hakkındaki kararlarının insanlık bakımından yeni bir dönemi başlattığını belirtti.
Daha önceki yıllarda ‘Uluslararası Adalet Divanı’ndan İsrail aleyhine karar çıkacak’ denildiğinde buna kimsenin inanmayacağını söyleyen Kurtulmuş, geçmiş dönemlerde ‘İsrail’e dokunulamaz’ imajının bulunduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Şimdi İsrail’e dokunulmuştur, hesap sorulmuştur. Ümit ederiz ki, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de hesap sorularak aynen Radowan Karadziç gibi Netanyahu da ekibi de bu hesabı vereceklerdir. Bu, insanlık tarihi bakımından yeni bir dönüm noktasıdır. Burada da açık söyleyeyim bu sonucun alınmasında yeryüzünün her yerinde sokaklara çıkıp gösteriler yapan, özellikle Batı ülkelerinde sokaklara çıkan milyonlarca insanın çok büyük etkisi vardır. Yani biz ona başından beri ‘İnsanlık cephesi’ diyoruz. İnsanlık cephesi çok kuvvetli bir şekilde reaksiyon göstermiştir. Bu reaksiyonun sonucu olarak da böyle bir sonucun ortaya çıktığını görüyoruz. İnşallah uygulanır. ‘Uygulayacağız’ diyen birçok ülke, hatta Batılı ülke oldu. İlk andan itibaren kararın duyulduğu andan itibaren ‘Bize gelirse tutuklarız’ diyen ülkeler oldu. Bunların hepsi, İsrail bakımından yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Öyle artık layüsel, eski tabirle ellerini, kollarını istedikleri gibi sallayacakları bir dünya olmayacak. Çünkü bu, tarih boyunca yaşanmış en ağır zulümlerden, en ağır soykırımlardan birisidir.”
‘BUGÜNLER, İSRAİL İÇİN İYİ GÜNLER’
TBMM Başkanı Kurtulmuş, 1967 sınırlarında egemen, toprak bütünlüğü sağlanmış bir Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğini bildirdi. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların ve Hristiyanların kutsal mekanlarının korunmasını garanti altına alan, Filistinlilerin evlerini gasbedenlerin buralardan çıkmasını temin edecek bir sonucun alınmasını vurgulayan Kurtulmuş, hem Filistin tarafı hem İsrail tarafı için yeni bir sürecin başladığını kaydetti. Kurtulmuş, “Ben açıkçası, bugünlerin İsrailliler için iyi günler olduğunu, bundan daha zor, sıkıntılı günler içerisine gireceklerini tahmin ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, yaşanan süreçte ayrıcalıklı bir yerinin bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, TBMM’de Filistin konusunda 2’si Başkanlık Tezkeresi olmak üzere 4 karar alındığını belirtti.
Kararların siyasi partilerin ittifakıyla verildiğinin altını çizen Kurtulmuş, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’nda konuştuğunu hatırlattı. Kurtulmuş, “Sayın Mahmud Abbas bu süre içerisinde sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuştu. Gönlümüz arzu ederdi ki, başka ülkelerin meclislerinde de konuşma yapsın. O toplantıda da yine bütün siyasi partilerin mensubu milletvekili arkadaşlar Meclis’teki oturumlarda yerini aldı. Şunu söylemek istiyorum, Türkiye bundan sonra çok etkili bir ülke olarak yoluna devam edecek. Allah içimizde dirliği, birliği temin etmeyi nasip etsin. Bu süre içerisinde Türkiye’nin de sadece sınırları dışındaki terörün bitmesi değil aynı zamanda Türkiye’nin bir daha terörün konuşulmadığı, konuşulmayacağı bir ülke haline getirilmesi için de üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmek lazım” diye konuştu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bir gazetecinin, HTŞ’nin terör örgütü listesinden çıkması konusunda Türkiye’de bir çalışmanın yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine, “Bizimle ilgili bir şey değil, bu uluslararası… Ama çok açık görünüyor her şey. Bu örgütle ilgili olduğu bilinen isimler şu anda Suriye’deki yönetimin, daha henüz bir yönetim kurulmuş olmamakla birlikte, geçiş sürecinin en önemli aktörleri olarak görülüyor. Bir toplumsal destekleri de olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla yeni döneme göre yeni şartlar altında bunlar güncellenebilir” ifadelerini kullandı.