Mehmet ÇINAR/ANTALYA, – ANTALYA Cumhuriyet Meydanı’nda Selçuklu Sultanı 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan burç kitabesinin bulunduğu alandaki tarihi surların camekanla koruma altına alınan kalıntılarının üzeri, elbise panayırına dönüştü.
2017 yılında Menderes Türel’in Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yenilenen Cumhuriyet Meydanı’nda, Selçuklu Sultanı 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan Tophane Burcu’nun olduğu alandaki tarihi kalıntılar, camekanla koruma altına alındı. Kaleiçi ve Yat Limanı manzaralı Tophane Çay Bahçesi’nin de bulunduğu alandaki camekanla koruma altındaki tarihi bölüm, son dönemde panayır alanına döndü.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANET A.Ş. tarafından işletilen Tophane Çay Bahçesi ve bulunduğu alandaki iş yerleri kiraya verilirken, tarihi eserlerin bulunduğu camekanla kaplı alanın üzerinin bir elbise dükkanının stantlarıyla kapatılması tepki çekti. Alandaki Tophane Burcu’nun üzerinde Anadolu Selçukluları’na ait en büyük ebatlı kitabelerden biri olan ve Sultan 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev’e ait bir kitabe bulunuyordu. Koruma altındaki tarihi eserlerin bulunduğu ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki alanın üzerinde kıyafet, hediyelik eşyaların satılmasının doğru olmadığı, ticari maksatla kullanımının acilen sonlandırılması ve tarihi eserlerin görünür hale getirilmesi gerektiği belirtildi.
‘SATIŞIN SONLANDIRILMASI GEREKİR’
Kültür Sanat Antalya Bölge Şube Başkanı Dr. İrfan Kuruüzüm, Tophane Çay Bahçesi karşısındaki alanda bulunan; 13’üncü yüzyıl 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev dönemine ait Burç Kitabesi’nin aslının Etnografya Müzesi’nde sergilendiğini belirterek, “Kitabenin bulunduğu alan cam altında korunmaktadır. Antalya’nın kültür ve turizm merkezi olduğu düşünüldüğünde, her turist kafilesinin Kaleiçi ve Cumhuriyet Meydanı’nı gezdiği dikkate alındığında böyle tarihi bir alanın gece ve gündüz görsel olarak algılanması önem arz etmektedir. Burç üstünün otlarla kaplanmış olması cam altında çok kötü görüntü oluşturmakta ve üzerindeki satış malzemeleri görüntü kirliliğine neden olmakta, algılanmayı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle esnafımızın daha özenli ve dikkatli davranması, kendi ticareti açısından da önemlidir. Cam örtü ile koruma altına alınmış bu tarihi kalıntının temizlenmesi ve üzerinde satış yapılmasının ilgililerce sonlandırılması gerekmektedir” dedi.
İslam tarihi ve sanatları uzmanı Dr. Necmi Atik ise tarihi değerlerin üzerini kapatan elbiselerin kaldırılması çağrısında bulunarak, “Arkeolojik kazılar neticesinde ortaya çıkan müzelik eserlerden müzeye nakledilemeyen kısımlarının zarar görmemesi ve ziyaret edilebilmeleri için üstlerinin yetkili birimler gözetiminde cam ile kapatılma uygulaması yapılmaktadır. Camla kapatılan bu yerlerin amacına hizmet edebilmesi için her zaman üstlerinin açık bırakılması zorunludur, herhangi bir izne tabi olmadan kapatılması ise yasaktır. İlgili ve yetkili birimlerin konuya müdahale etmesi gerekmektedir” diye konuştu.
TOPHANE BURCU
Antalya, kurulduğu M.Ö. 2’nci yüzyıl ortalarından Cumhuriyet dönemine kadar yaklaşık 2 bin yıl boyunca yüksek surlarıyla tanınmış bir kale şehir. Helenistik dönemden itibaren Pergamon Krallığı, Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu, Anadolu Selçukluları, Hamitoğulları ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde şehir surları sürekli yenilendi. 1930’lu yıllarda çeşitli siyasi nedenlerle dünya kültürel mirası niteliğindeki ihtişamlı Antalya surları ve burçları, sistematik bir şekilde yıktırıldı. 3 adet burç ve Kaleiçi’ndeki bazı sur parçaları dışında hiçbiri günümüze ulaşamadı. Günümüze ulaşamayan en büyük eserlerden biri de Cumhuriyet Meydanı’nın hemen aşağısında Tophane ismiyle anılan bölgede yer alan ve adını buradan alan Tophane Burcu. Antalya Kalesi’ndeki en ihtişamlı burçlardan biri olan Tophane Burcu’nun üzerinde Anadolu Selçukluları’na ait en büyük ebatlı kitabelerden biri olan ve Sultan 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev’e ait bir kitabe yer alıyor.
Tophane Burcu üzerindeki devasa Selçuklu kitabesi 3,22 metre yüksekliğe ve 3,10 metre genişliğe sahip. Sultan 2’nci Giyaseddin Keyhüsrev’in 1244 yılında Antalya Kalesi’nin Tophane mevkisi ile Kale Kapısı mevkisi arasında tahkimat çalışması yaptığının delili olan bu kitabenin Arapça metninin tercümesi ise şöyle:
“Bu mübarek burcun yapımını en büyük sultan, ulu şahlar şahı, milletlerin efendisi, dünya sultanlarının sultanı, Arap ve Arap olmayanların meliklerinin efendisi, ufukların muhafızı, dünyanın ve dinin yardımcısı, İslam’ın ve Müslümanların yücesi, Allah’ın her iki âlemdeki gölgesi, fethin babası, Halifenin ortağı, Keyhüsrev oğlu Keykubad oğlu Keyhüsrev 642 (1244/1245) senesinde emretti”
Kitabenin bulunduğu Tophane Burcu’nun surlarla birlikte yıkılmasının ardından bu devasa kitabe Antalya Müzesi’ne taşındı. Günümüzde ise Kaleiçi’nde Etnografya Müzesi bahçesinde sergileniyor. Tophane Burcu’nun temel kalıntıları ise günümüzde Tophane Çay Bahçesi’ndeki üzeri panayıra dönüştürülen camekanla kapalı bu alanda görülebiliyor.