Türkiye’de,
Siyaseti dizayn eden
Sayın Cumhurbaşkanıdır…
Kendi partisinden hariç,
Kendine
Rakip olabilecek kişiyi de,
O belirlemektedir…
Ülkeyi yönetecek olan
Bakanları kendi belirliyor,
Üst düzey yöneticileri,
Bürokratları,
Kendi partisinin milletvekillerini,
Belediye Başkanlarını
O belirlediği halde,
Kendi karşısına geçip
Onunla yarışacak
Ve
Karşısına çıkıp
Ülkeyi yönetmeye aday olan
Rakiplerini de, o belirliyor…
Bir düşünün,
Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce
Kendine rakip olmasını istediği
Sayın Kılıçdaroğlu,
Normalde
Ona rakip olmayacaktı…
Ancak
Anketlerde
CHP’yi çok önde göstermiş,
Bir anda niyeti olmayanların bile
İştahını kabartmıştı…
Koltuk aşkı
Çok tatlı gelince,
Niyeti olmayanlar bir anda
Ayağa kalkıvermişti…
Bir Hitit Atasözü,
“Esir etseydi kaçardım,
Serbest bıraktı, kölesi oldum” der…
Aynı buradaki gibi
Kendine
Rakip olmasını istediği kişinin,
Anketlerde
Kazanmasını garanti gösterip,
Kendine karşı
Aday olduktan sonra,
Onları bir lokmada ham yapıyordu…
Böl parçala politikası gereğince
Karşısında
Azıcık kendini gösteren kişileri
Makam vererek,
Bölüp parçalamış
Ve
Karşısına geçmesini önlemişti…
Bakın
Dünyanın hiçbir
Ülkesinde olmayan muhalefet,
Bizim ülkemizde var…
Dünyanın
Diğer ülkelerinde
Muhalefet iktidara gelip,
Ülkeyi yönetmeye talipken,
Bizim ülkemizde
Muhalefet
İktidara gelmemek için birbiriyle yarışıyor…
Pısırık,
Sırnaşık,
İktidarın himmetine muhtaç
Ve
İktidar tarafından
Takdir edilmek istenen bir
Muhalefetimiz var…
Sayın Cumhurbaşkanının lütfuyla
Muhalefet yapanlar,
Danışıklı dövüşten başka
Ne yapabiliyor ki?
Bu anlayıştaki partiler
Bu ülkeye
Nasıl hizmet edebilirler?
“Ahmak Davası”
Aynen bu dizaynın bir ürünüdür…
Kendine
Muhalefet edecek olanlara
Aynı elbise giydirip,
Başının üzerinde kılıç sallanması,
Hizaya gelmesi içindir…
“Muhtar bile olamaz” diye,
Manşet atanlarla,
Sayın İmamoğlu’na yapılanları
Aynı kulvarda görüyorum…
Sayın Cumhurbaşkanı
Yıldızı parlayan,
Halkın gönlünde yer etmiş,
Sayın İmamoğlu’nun
Kendine rakip olmasını istemiyor…
Muhalefet,
Sayın Özgür Özel gibileri,
Sayın Cumhurbaşkanının karşısına çıkarsın
Ve
Demokratik,
Bir seçim olsun…
Kazananı belli olacak,
Dikensiz bir yolda yürünsün
Ve
Dışarıya karşı
Demokrasinin zedelenmediği hissi oluşsun…
Bakın
Sayın Özgür Özel,
“Eğer
Bizim belediyelerimizin üzerine,
Haksızca
Gelmeye devam ederseler,
Bütün rezilliklerini
Ortaya dökeriz” diye, söyledi…
Şimdi
Bu söze ne demeli?
Yani
Rezillikleri biliyor,
Ama
Neması kesilmesin diye,
Sesini çıkarmıyor…
Zaten
İktidara gelmek gibi
Bir niyetleri olmadığı için
Bunları,
Gündeme getirmiyorlar…
Yoksullukta
Dünyanın en fakir 5 ülkesi arasına girmiş,
Emeklilik sistemi
En kötü
Dünyanın ilk 4 ülkesi arasında olan
Türkiye,
Adeta yokluklar ülkesi oldu…
Bu ülkenin vatandaşları
2. sınıf vatandaş muamelesi görüyor,
Çoğunluğu
Fakirlik sınırı altında,
Emeklileri ise
Yoksulluk sınırı altında
Yaşamaya çalışmaktadır…
Mülteci krizi,
Ekonomik şartların zorluğu,
Rant, rüşvet,
Çıkarın artması
Ve
Makamların yandaşlara verilmesi sonucunda
Muhalefetin oyu artmıyor,
Yerinde sayıyorsa,
Orada mühim işler olmakta…
Ne diyeyim,
Dünyanın her ülkesindeki iktidarlara
Böyle muhalefetin,
Nasip olması dileğiyle,
Hoş kalın, hoşça kalın…
13.12.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar
YORUMLAR