Görme engelli müzik öğretmeni, kendisi gibi özel öğrencilere ders veriyor

Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, – KAYSERİ’de, halk arasında ‘tavuk karası’ olarak bilinen

Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, – KAYSERİ’de, halk arasında ‘tavuk karası’ olarak bilinen hastalıkla dünyaya gelen görme engelli goalball milli takım oyuncusu Süleyman Ekici (42), kendisi gibi engelli çocuklara bağlama ve piyano dersi veriyor. Ekici, “Her müzik öğretmeni hazır öğrenci, yetenekli öğrenci ister ki müzikle ilişki kursun. 100 öğrenciden 5 tanesiyle bile müzikal bir ilişki kurabiliyorsak çok mutlu oluyoruz. Ritim duygusu, estetik duygusu, bu duyguların ifade edilme biçimi ya da bu duyguların ayağa kaldırılması bu öğrencilerde çok zor oluyor” dedi.

Halk arasında ‘tavuk karası’ olarak bilinen ‘Retinitis pigmentosa’ rahatsızlığı ile dünyaya gelen Süleyman Ekici, ilk, orta ve lise öğrenimini çeşitli illerde görme engelli okullarında tamamladı. Geçen süreçte çeşitli eğitimler alan Ekici, sanat, müzik, spor, tiyatro gibi birçok konuya ilgi duydu. Lisede bağlama ve piyano çalan Süleyman Ekici, eğitimini tamamlayıp 2001 yılında tekrar Kayseri’ye gelerek kendisi gibi görme engelli ağabeyiyle birlikte goalball takımını kurdu. Turnuvalara katılan Ekici, bu alanda milli oyuncu oldu. Bir yandan da edebiyata ilgisi olan Süleyman Ekici, bu süreçte 2 şiir kitabı yazdı. 2005 yılında kendisi gibi görme engelli eşiyle tanışan Ekici, evlenip 2 de çocuk sahibi oldu. 2011-2020 yıllarında Türkiye İstatistik Kurumu’nda (TÜİK) memurluk yapan Süleyman Ekici, 2016 yılında Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. Ekici daha sonra Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olup yüksek lisansını tamamladı. Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda öğretmenliğe başlayan Süleyman Ekici, kendisi gibi engelli çocuklara müzik dersi veriyor.

‘KAYSERİ’DE GOALBALL’IN İLK ANTRENÖRÜ BEN OLDUM’

Yaşadığı süreci anlatan Ekici, “Küçükken biraz daha iyi görüyordum ama şimdi yaş ilerleyince görme düzeyi totale doğru ilerledi. Mitat Enç Görme Engelliler Okulu’nda okurken beden eğitimi öğretmenimiz görme yetersizliği olan bireylerin yapabileceği sporlarla ilgili bizi eğitiyordu. Okullar arası turnuva yapardık, goalball oynardık, koşu yapardık. Sonra bu goalball oyununu turnuvalar halinde Türkiye’de oynamaya başladılar. Okul bittikten Kayseri’de görme engelli ağabeyimle birlikte 2001 yılında bir spor kulübü kurduk. Bu kurduğumuz spor kulübüne görmeyen arkadaşlarımızı üye yaptık, sporcu olarak kaydettik ve lisans aldık. Goalball’ın ilk antrenörü Kayseri’de ben oldum. Arkadaşlara öğretmiş oldum. Türkiye Şampiyonalarında yarışmaya başladık. Goalball branşında milli sporcu olarak 2004 senesinde de İtalya’da Dünya Şampiyonası’na katıldım. Onun dışında atletizm, yüzme, judo, halter gibi branşlarda da denemelerim oldu” diye konuştu.

‘MÜZİK EĞİTİMİM İLKOKUL 3’ÜNCÜ SINIFTA BAŞLADI’

Evlendikten sonra spora ara verdiğini söyleyen Süleyman Ekici, “Eşimle de bir spor aracılığıyla tanıştık. Eşim sağlıkçı olarak katılmıştı bir müsabakaya. Ben de yaralanmıştım. Benle ilgilenirken kandırdım. Müzik eğitimim, ilkokulda 3’üncü sınıfta bağlama öğrenerek başladı. Orta 1’de Yılmaz Özen Hocamdan keman eğitimi aldım. Orta 2’nci sınıfta ut dersi aldım. Son sınıfta da piyano dersi aldım. Piyano ile güzel sanatlar lisesini kazandım. Lisede de bağlama eğitimiyle devam ettim. Üniversitede yine bağlamayla devam ettim. Yani hep bağlama üzerine yoğunlaştım ama piyano çalabiliyorum. Çoğu enstrümanın da akordunu rahatlıkla yapabiliyorum” ifadelerini kullandı.

‘100 ÖĞRENCİDEN 5 TANESİYLE MÜZİKAL İLİŞKİ KURABİLİYORSAK MUTLU OLUYORUZ’

Engelli öğrencilerin davranış değişikliğine odaklandıklarını söyleyen Ekici, “Her müzik öğretmeni hazır öğrenci, yetenekli öğrenci ister ki müzikle ilişki kursun. Burada öğrencilerimizin davranış değişikliğine odaklandığımız için müziği de bu odağa yerleştirip müziğin bu odakta etkisi nedir onu çalışıyoruz. Partnerim Talha Hocam ve bir öğrencimizle birlikte çok güzel başarı elde ettik. Yani 100 öğrenciden 5 tanesiyle bile müzikal bir ilişki kurabiliyorsak çok mutlu oluyoruz. Ritim duygusu, estetik duygusu, bu duyguların ifade edilme biçimi ya da bu duyguların ayağa kaldırılması bu öğrencilerde çok zor oluyor. Benim geçmişte aldığım sanat eğitimi, müzik eğitiminin belki çok azını yansıtabiliyoruz. İmkanlarımız biraz kısıtlı ama bütün bunlara rağmen mesele bir şeyi başarmak değil, eğitimle öğrenci-öğretmen ilişkisini kontak bir seviyede kurabilmek. Başarı zaten varsa kendiliğinden gelen bir şey. O yolda, yolun kaynak olarak kendi sunduğu bir şey. Biz kaynağın peşinde değiliz, yoldayız sadece” dedi.

‘ZOR OLMUYOR, KEYİF ALIYORUM’

Engelli öğrencilerle çalışmanın zor olmadığını belirten Süleyman Ekici, şöyle konuştu:

“Tek başıma değilim. Özel eğitim öğretmenlerimiz eşlik ediyorlar. Dersin selametini ve sınıf düzenini sağlıyorlar. Ben sadece yönlendirmelerde bulunuyorum. Kılavuzluk etmeye çalışıyorum. Yapabildiğimiz kadar, yol bize ne gösterirse artık. Artık eğitimin kanalları da değişmeye başladı. Ülkemizde görme yetersizliği olan öğrencilerin eğitim gördüğü okulların yatılı kısımları kapatıldı. Kaynaştırma eğitimine geçildi. Kaynaştırma eğitiminde de isteyen aileler istedikleri mahallelerde çocuklarını okutabiliyorlar. Özel eğitim sınıfı gerekiyorsa açılıyor, gerekmiyorsa aynı sınıfta kaynaştırma ortamında ders alıyorlar. Benim görme yetersizliği çocuğu olan ailelere tavsiyem, en azından ilk 4 seneyi görme yetersizliği olan öğrenciler için eğitim veren özel eğitim kurumlarında çocuklarına eğitim verdirsinler.”