Berkay YILDIZ/SAMSUN, – ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, “İklim değişikliğini iyimser senaryoda tutarsak, gelecek yüzyıl adına hayata daha umutla bakabiliriz. Aksi takdirde çok karamsar bir tablo bizi bekliyor. Dünyadaki birçok insanın iklim mültecisi olma durumu bile karşımıza çıkabilir” dedi.
OMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, iklim değişikliğinin tüm dünya tarafından dikkat edilmesi gereken hayati bir konu olduğunu söyledi. Doç. Dr. Bahadır, açıklamasına, “İklim değişikliklerinde kötü, orta ve iyimser olmak üzere 3 farklı senaryo bulunmaktadır. Bunlardan en iyi sonucu beklediğimiz iyimser senaryoda her şey yolunda giderse ve alınan önlemler iyi sonuç verirse, 2100 yılına kadar dünyada ortalama sıcaklığın yaklaşık 1 derece artması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliği konularında olası problemler hakkında konuşan Doç. Dr. Bahadır, “İklim değişikliği dünyanın ve Türkiye’nin en önemli konularından birisidir. Özellikle küresel iklim değişikliği ile birçok modelleme yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor. Türkiye için de birçok iklim değişikliği modellemesi yapılmıştır. Orta senaryo yaklaşık 2 derece olarak bilinirken, kötümser veya karamsar senaryoda ise 4 derecenin üzerinde bir sıcaklık artışı öngörülmektedir. Buna bağlı olarak ise hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte sıcaklıklarının artacağı ve bu sıcaklık artışına bağlı olarak, buharlaşma miktarındaki artışla daha kurak yıllar ve ekstrem sıcaklıkların görüldüğü yılları yaşama ihtimalimiz artmaktadır. Aynı zamanda yağışının azalmasıyla birlikte de yağışın azalacağı sahalarımızda çok ciddi derecede bir kuraklık ortaya çıkacak. Türkiye’de sıcaklık artışının en çok güney kıyılarımızda, Güneydoğu Anadolu’da ve Ege’de artacağını öngörüyoruz. İç Anadolu’da da artış olacak. Özellikle bu bölgelerde suyun az olması çok ciddi derecede kuraklığı da beraberinde getirecek. Karadeniz kıyı kuşağında ise yağışta bir miktar artış öngörüyoruz. Ama bu artış yılın tamamına yayılacak bir artış değil. Maalesef ani sağanaklar şeklinde olacaktır. Bu yağışlar ise özellikle sel ve taşkınların yaşanmasında daha etkili olacak. Bu durum heyelan ve kütle hareketlerini de tetikleyecektir. Yani doğal afetlerin dağılımına baktığımızda kuzey kıyılarımızda sel, taşkın ve heyelan gibi doğal afetlerde artış beklemekteyiz. Güney kıyılarımıza baktığımızda ise yağışın azlığı ve buharlaşmanın artmasına bağlı olarak inanılmaz derecede kurak dönemler karşımıza çıkaracaktır” diye konuştu.
KURAK YILLAR
İlerleyen yıllarda iklimsel problemler nedeniyle insanların bulundukları yerleri terk edebileceğini söyleyen Doç. Dr. Bahadır, “Hatta son yıllarda kış döneminde bile yeteri miktarda yağış almadığımız kurak yıllar yaşıyoruz. Bu gibi durumların istatistiksel olarak arttığı yılları göreceğiz. Tüm dünya iklim değişikliği ile ilgili alınması gereken önlemleri uygulamaya geçirmelidir. Bu sayede iklim değişikliğini en azından iyimser senaryoda tutarsak gelecek yüzyıl adına hayata daha umutla bakabiliriz. Aksi takdirde çok karamsar bir tablo bizi bekliyor. Dünyadaki birçok insanın iklim mültecisi olma durumu bile karşımıza çıkabilir. İklim mültecisi ise, iklime bağlı ortaya çıkan bir sorundan dolayı yerini terk etmek zorunda kalan insanlar için söylenmektedir. Orta Doğu ve Afrika’da zaten kuraklık oldukça hat safhada. Bu alanlara yeni alanlar eklenmesi ise daha ciddi sosyoekonomik, politik ve siyasal sorunları da beraberinde getirecektir” dedi.