Türkiye’ni gururu,
Ünlü Âlim Cevat Hoca,
El verdiği
Müritlerine nasihat veriyordu…
Ben de ona
Kulak misafiri olmuş,
Şaşkınlık ve hayretle dinlemiştim…
Cevat Hocamız,
Müritlerine,
Fakirliği öve öve bitiremiyordu…
Fakir,
Cennetin başköşesinde
Özel saraylarda oturacak,
Huri kızları etrafında fır dönecek…
Fakir,
Zenginden
Bilmem kaç bin yıl önce
Cennete girecek…
Fakir
Az bir sorgu ile kurtarırken,
Sorgu Melekleri
Zengine ufaktan bir kayacaklar…
Hatta
Türkiye’nin
Ve
Dolaylı’ nın gururu
Cevat Hocayı dinlerken,
Bunları yapanlara
İçten içe kızıyordum…
Rant,
Rüşvet ve
Yolsuzluk yapanların yaptıkları,
Yanına kar kalmayacak diye,
Sevinmeye başladım…
Peki
Cevat Hocanın bildiği bunları,
Bu tarikatlarda ki
Lüks, şatafat,
Debdebe içinde yaşayan
Şeyh, Şıh,
Hoca Efendi gibi zevatlar, bilmiyorlar mı?
Hatta
Kelime-i Şehadeti
Getirmeyi bile bilmeyen
Diyanet İşleri Başkanı,
Lüks
Arabalara binmesine,
Şatafat içinde yaşamasına
Bir anlam verememiştim…
Ünlü Âlim Cevat Hocanın bildiğini,
Diyanet İşleri Başkanının
Bilmemesi mümkün mü?
Gerçi
Her Müslümanın bilmesi gereken
Kelime-i Şehadeti bile
Doğru dürüst bir şekilde,
Okuyamamıştı…
Kelime-i Şahadeti bilmeyen
Diyanet İşleri Başkanı,
Cevat Hocanın bildiği bu konuyu,
Demek ki bilmiyordu?
Dini bütün siyasetçi
Ve
Bürokratlar,
Kuran-ı Kerim-i okuyor,
Gösterişli namazlar kılıyorlar da,
Fakirliğin,
Güzel olduğunu bilmiyorlar mı?
Bedava olan namazı
Göz boyamak için kılanlar,
Para için
Niçin elleri sıkı duruyor?
Hatta
Korona döneminde
Bütün Türkiye’de
Camilerde namaz kılmak yasakken,
Gösteriş yapmak için
Elit ve
Ayrıcalıklı olanların katıldığı,
Bir cemaatle
Namaz kılmadılar mı?
Peki
Bu zevatlar,
Zengin değil,
Ultra servet sahibi olmak için
Her yolu niçin deniyorlar?
Garip, gureba,
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını
Üzerine geçirip,
Rant, rüşvet sonucu
Zengin olmak için
Birbirleriyle niçin yarışıyorlar?
“Devletin malı deniz,
Yemeyen keriz” diye,
Niçin açıkça söylüyorlar?
Hatta
Eski Trabzon belediye başkanı,
Eski Milletvekili,
Çok değerli büyüğümüz
Asım Aykan,
İlk belediye başkanı olduğunda,
“Rüşveti alan da,
Veren de melundur” yazısını,
Belediyeye astırmış,
Daha sonra
Bu yazı belediyeden kaldırılmıştı…
Yoksa
Fakirliğin nimet olduğunu,
Onu kaldıranlar bilmiyorlar mı?
Fakirliğin
Nimet olduğunu bilseler,
Tüyü bitmemiş
Yetimin hakkına el uzatabilirler mi?
Garip, gureba,
Emekliye verilen 3 kuruşta,
Gözü olabilir mi?
Bu millet
Fakrı zaruriyet içinde yaşarken,
Kendileri,
Lüks, şatafat ve
Gösterişli bir şekilde yaşayabilir mi?
Bazıları
Ekmek bulup yiyemezken,
Azınlık olan diğerleri,
Milyar Dolarların
Üzerine konup, keyif çatabilir mi?
“Komşusu açken,
Tok yatan
Bizden değildir” diye,
Karl Marks mı söyledi de,
Kızdıkları bu kişinin
Söylediklerini kulak arkası yapıyorlar…
“Veren el,
Alan elden üstündür” diye,
Kim söyledi de,
Umursamayarak, dikkate almıyorlar…
Yoksa
Onlar menfaat
Ve
Gösteriş için mi, dindar görünüyorlar…
Ben anlamadım,
Anlayan varsa
Lütfen
Bana da anlatabilir mi?
Bu duygularla
Hoş kalın, hoşça kalın…
19.10.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar
YORUMLAR